Samsun’da Osmanlı Dönemi Demir Yolu Hattı
Samsun demiryolu tarihi oldukça köklü bir geçmişe sahip olması ve kent yapısına doğrudan etkisi açısından oldukça önem arz etmektedir. Samsun – Sivas arasında bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından inşa edilen ikinci ana demiryolu hattıdır. Osmanlı Devleti’nde demiryolu ulaştırma sistemi, ekonomik olarak gerçekleştirilemeyecek bir yapıya sahip olduğu için çoğunlukla İngiliz, Fransız ve Alman imtiyazlarıyla yapılmış ve işletilmiştir. İskenderiye-Kahire hattı, 1851 yılında başlanan inşa çalışmalarıyla Osmanlı topraklarında ilk demiryolu olarak ortaya çıkmıştır. Anadolu’da ise ilk hat, 1856 tarihli İzmir-Aydın hattı olarak inşa edilmiştir. Kurtuluş Savaşı sonrasında, İzmir-Kasaba, Haydarpaşa-İzmit, Anadolu, Rumeli, Bağdat ve Hicaz hatları gibi Osmanlı’nın önemli demiryolu hatlarının büyük bir kısmı ülke sınırlarının dışında kalmıştır.
Samsun-Sivas Demiryolu hattı, Erken Cumhuriyet Dönemi’nde demiryollarına verilen önemi yansıtan bir örnektir. Hat, Cumhuriyet Dönemi’nde işletmeye açılmış olmasına rağmen, planlama ve inşa süreci 1910’lara dayanmaktadır. Samsun-Sivas demiryolu inşası, başlangıçta Fransızların imtiyazı altında başlamış ve I. Dünya Savaşı’na kadar devam etmiştir. Bu süre zarfında, yaklaşık 32 km’lik bir kısmı tamamlanan hat, 1924 yılında yeniden inşa çalışmalarına başlamıştır.
Samsun Cumhuriyet Dönemi Demir Yolu Hattı
Kavak istasyonu 1926’da, Havza ve Amasya istasyonları 1927’de, Zile istasyonu ise 1928’de hizmete açılmıştır. Samsun-Sivas bağlantısı ise 1932 yılında tamamlanmıştır, toplamda 380 km uzunluğundadır. Diğer taraftan, Samsun limanını Çarşamba ve Bafra ovalarına bağlayan Samsun Sahil Demiryolu’nun yapımı da Cumhuriyet’in ilk yıllarında gündeme gelmiştir. Planlanan güzergahın 37 km’lik bölümü, Samsun’u Çarşamba’ya bağlayan kısım, 1924 yılında inşa sürecine başlanmış ve 1926’da hizmete açılmıştır. Samsun Demiryolu Yerleşkesi, Samsun-Sivas ve Samsun-Çarşamba arasında sefer yapan yük ve yolcu trenlerinin bağlantı noktası olarak kullanılmaktadır.
Samsun-Sivas hattının Anadolu’nun iç kesimlerini Samsun Limanı’na bağlayan en önemli istasyonu, hiç şüphesiz Samsun İstasyonu’dur. Bu istasyon, askerî birliklerin, mühimmatın, göçmenlerin taşınması, ithalat ve ihracat faaliyetleri açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, Çarşamba Ovası ile bağlantının sağlanmasında da kritik bir rol oynamaktadır. Samsun İstasyonu, ilk açıldığında tek katlı, basit dikdörtgen bir yapıya ve kırma çatılı bir gar binasına, bir ambar binasına ve birkaç teknik birime sahip küçük bir yerleşke olarak şehirde yer almıştır.
İstasyon, 1920’lerin sonlarında birkaç hizmet binasıyla birlikte faaliyete geçti ve ilerleyen dönemde demiryolu hattının tamamlanmasıyla gelişim gösterdi. Samsun-Sivas bağlantısı sağlandığında yük, yolcu ve sefer sayıları arttı ve bu ihtiyaca cevap verebilmek için çeşitli teknik ve idari hizmet binaları ile lojmanlar inşa edildi ve yerleşke genişletildi. TCDD 41. Yol Bakım Onarım Müdürlüğü arşivinde yer alan 1970 tarihli Samsun İstasyonu vaziyet planına göre, yerleşke iki bölümden oluşmaktadır.
Şehir merkezinin merkezi bir noktasında ve karayolunun her iki tarafında yer alan birinci bölümde, 1940 yılında inşa edilen yeni gar binası, lojmanlar, revizörlük, yol atölye tesisleri, depo, şarj evi, kantar, doktorluk, eczane, çayhane ve lokal gibi idari, teknik ve sosyal yapılar bulunmaktadır. İkinci bölüm ise doğuda Mert Irmağı yakınlarında yer alan lojmanlar, reyon ve şube şefliği, depolar, vagon tamir evi, bekçi kulübeleri, yemekhane ve banyo, kum kurutma binası, su rezervuarı, işçi barakası ve fidanlık gibi çeşitli yapı topluluklarından oluşmaktadır. Bu şekilde büyük bir kompleks haline gelmiştir.
Tren Gar Yapıları ve Değişimi
Yerleşkedeki yapıların çoğunun kesin yapım tarihleri bilinmemekle birlikte, Samsun-Sivas hattının inşa ve işletmeye açılma tarihleri ile Cumhuriyet döneminin demiryolu politikası dikkate alındığında, inşa süreçlerinin 1920’li yılların sonları ile 1940’lı yıllar arasında yoğunlaştığı sonucuna varılabilir. Genel olarak yerleşkede sıkça bulunan lojmanlar genellikle tek veya iki katlı bağımsız yapılar olup, bir veya iki aileye ev sahipliği yapabilecek niteliktedir. Diğer hizmet ve teknik yapılar da benzer özelliklere sahiptir.
Yerleşkenin en önemli yapısı, 1932 yılında inşa edilen yolcu/gar binasıdır. Bu modern görünümlü yapı, sade yatay bir hacme, geometrik bir cephe kompozisyonuna, düz çatıya ve simetrik bir yapıya sahiptir. Erken Cumhuriyet döneminin demiryollarına atfettiği ilerici işlevi yansıtmaktadır.
Karayolu çalışmalarıyla birlikte Samsun Demiryolu Yerleşkesi tamamen değişir. Bu süreçte, özellikle Mert Irmağı bölgesinde, gar binası da dahil olmak üzere yerleşkede bulunan birçok yapı, karayolu genişletme çalışmaları nedeniyle yıkılır. Geriye birkaç depo, atölye ve karayolunun güneyinde birkaç lojman kalır. Yerleşkenin yapı stoku, taşranın erken dönem demiryolu politikasını temsil eden birkaç yapıdan oluşur. Ancak, 1990’lı yıllarda yeni gar binasının hizmete girmesiyle Erken Cumhuriyet’in izleri kaybolur.
Bu demiryollarına ait tarihi yapı parçalarının bir kısmı harabe durumundadır, bir kısmı ise farklı işlevlerde kullanılmaya devam etmektedir. Örneğin, 4. bölgede yer alan “kargir lokomotif deposu” uzun yıllar boş kaldıktan sonra Cerrahi El Aletleri ve Sağlık Müzesi olarak yeniden işlevlendirilmiş ve 2021 yılında hizmete açılmıştır. 5. bölgede bulunan “kargir su rezervuarı” ise Çerkes Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır.